Türkiye'nin Zehirli Mantarları


Makro mantarların yenilebilen türleri, insan beslenmesinde sıkça tercih edilen oldukça sağlıklı olarak tüketilen besinlerdir. Bunun yanında ekmek mayası, bira mayası, şarap mayası, penisilin ve antibiyotiklerde kullanılan daha mikro mantarlar da var.

Bunların yanı sıra zararlı ve zehirli olan, yememek; hatta dokunmamak gereken türler de mevcut. Bu mantarların zehirli olup olmadığını anlamak ise hiç kolay değil. Çünkü aynı ortamda yaşayabilen mantarlar şekillerine, renklerine ve kokularına göre kolayca ayırt edilemezler.

Peki asla yememeniz gereken bu mantarlar hangileri?

Genel olarak beyaz solungaçlı, şapkası kırmızı ve kahverengi olup üzerinde beyaz benekler bulunan ve sapın topraktan çıktığı yerde yüksük biçiminde bir kılıfı olan mantarların zehirli olduğu düşünülür.

Türkiye’nin Zehirli Mantarları

1. Sinek Mantarı-Gelin Mantarı (Amanita muscaria)

Zehirli ve halüsinojen bir mantar türü olan "gelin mantarı", aynı zamanda "sinek mantarı" olarak da bilinir. İnsanlar tarafından tüketildiğinde saatler süren delilik krizlerine neden olan bu bitkinin suyu, Orta Çağ'da sineklerden korunmak için kullanılırdı. Bu mantar ağustos ve kasım ayı arasında ormanlarda, parklarda görülür. Yenilmesi halinde yetişkinlerde zehirlenmelere ve halüsinasyon görmelere, çocuklarda ise ölüme neden olabilir.

Yanlışlıkla yenildiğinde yarım saat ile 3 saat aralığında ilk belirtiler görülmeye başlanır. Şiddetli bağırsak ve mide bozukluğu, kısmi felç, nefes alım zorluğu ve halüsinasyonlar yaşanmasına yol açar.


2. Kuzugöbeği Ebesi Mantarı (Gyromitra esculenta)

 Sporları: Beyaz 

 Boyutları: Şapka: 4-15 cm çapında ,Sap: 1-10 cm yüksekliğinde x 2-4 cm çapında 

 Habitat: Kumlu topraklar üzerinde ya da ağaçların olduğu bölgelerde, yumuşak odunlu ağaçlara ve genellikle çam ağacına yakın olarak bulunur. 

 Yayılımı: Kuzey ılıman kuşakta geniş olarak yayılır, bölgesel olarak sık rastlanır. 

 Meyvelenme: İlkbahar aylarında, genellikle tahrip edilmiş topraklar üzerinde ve özellikle iğne yapraklılar altında kümeler halinde meyvelenir.

 • Ayırt Edici Özelliği: Şekli beyin kıvrımlarına benzeyen kızıl kahverengi şapkanın içi boştur. Kısa ve beyaz bir sapı vardır.

Bilgi: 

Eski zamanlarda yenebilir olduğu düşünülerek özellikle bazı Avrupa ülkelerinde konserve olarak satışa sunulmuş. Ancak “metil hidrazin” denilen son derece zehirli bir molekül içerir. Aynı zamanda uçucu olan bu molekül pişerken yok olabilir, bu sebeple mantar çiğ ya da az pişmiş olarak tüketilirse öldürücüdür.


3. Köygöçüren (Amanita Phalloides)/Ölüm meleği 

Türkiye’de çok sayıda zehirlenme vakasına yol açan bir diğer mantar türü ise evcikkıran adıyla da bilinen köygöçüren mantarıdır. Yaşamının ilk dönemlerinde şapkası zeytin yeşili, zeytin sarısı ve parlak haki renklerde olabilir. Büyüme evresinde şapkası gelişir, büyür, rengi giderek açılır ve beyaz/uçuk zeytin yeşili renklerine bürünür. Yenilebilir mantarlara olan benzerliğinden dolayı ayırt edilmesi hayli zordur.


  


Dünyanın en ölümcül mantarları arasında yer alan Amanita Phalloides, halk arasında "ölüm meleği" veya evcikkıran olarak da bilinir. Bu mantar, toksik etkisi nedeniyle küçük miktarlarda bile tüketildiğinde ölüme yol açabilecek kadar güçlü zehirler içerir. Çoğunlukla beyaz ve yeşilimsi bir renge sahiptir ve oldukça yaygın görülür.


4. Cenaze Çanı Mantarı (Galerina Marginata) 

Küçük boyutuna rağmen oldukça tehlikeli olan bu mantar, içeriğinde bulunan ‘amatoksin’ maddesi nedeniyle ölümcül zehirlenmelere neden olabilir. Göze çarpmayan görünümü, bu mantarın yanlışlıkla yenmesini daha da olası kılar.

 


5. Ağulu Mantar (Omphalotus olearius) 

Bu mantar yumurta sarısı gibi bir renge sahip olan, üzeri yağlı bir yapıda bulunan ve araları birleşik olan bir zehirli mantar çeşididir. Ağulu mantar ülkemizde yetişen cüce kız mantarı ile sık sık karıştırılabilir. Ağulu mantar, yaz başında yetişmeye başlar ve sonbaharın sonuna kadar yapraklı ağaçların kütüklerinde görülebilir. 

Ağulu mantar zehirlenmesinde görülen belirtiler ise şu şekildedir; şiddetli mide bulantısı, kusma, ishal, karın ağrısı, terleme, görme bulanıklığı, bradikardi. (Bradikardi, kalp atış hızının normalden daha yavaş olması durumudur.)


6. Panter mantarı (Amanita pantherina) 

Bu mantarın belirgin görünümü kızıl kahverengi şapkasında düzenli olarak dağılım gösteren, süt renginde kadifemsi pullar bulunmasıdır. Kenarları çizgili olan ve üzerinde daima beyaz lekeler bulunan şapka kısmı, sarımsı kahverengiden koyu kahverengiye kadar çeşitlilik gösterir. Sap kısmında yaka bulunur. Toprak içinde bulunan sap kısmında da bir çanakçık/zarf (volva) ile de dıştan korunur. 

Bu mantar çeşidi de yine ilkbahar aylarında yetişmeye başlar ve sonbahar aylarının sonuna kadar görülebilir. Büyük ve gösterişli bir yapıya sahip olan bu mantar aynı zamanda güzel kokusu ile dikkat çeker. Ancak güzel kokusuna rağmen yendiğinde ciddi (halüsinatif ve zehirleyici) etkiler gösterebilen amanita pantherina oldukça zehirli bir yapıya sahiptir.

Önemli:

Amanita pantherina yetişkinler tarafından halüsinojen etkisinden dolayı keyif amaçlı tüketilmek istendiğinde; içerdiği kimyasallar (müsimol, ibotenik asit vb.) geri dönüşü olmayan ve ölümcül sonuçlar doğurabilir. 


7. Uysal kümbet mantarı (Inocybe rimosa)

Inocybe rimosa, geniş yapraklı ağaçların altında, yaz ve sonbaharda görülür. Bu mantar tehlikeli muskarin zehiri içerir ve bu nedenle kesinlikle başka mantarlarla karıştırılmamalıdır.


Bilgi:

Muskarin zehiri; parasempatik sinir sistemi ajanlarını taklit eden ve aşırı parasempatik aktiviteye neden olan 'bir tür organik zehir'. İlk defa amanita muscaria cinsi mantarda keşfedildiği için bu ismi almıştır. mantar zehirlerinin en meşhurudur.


🌿 Ot konuşması:

Yani ; doğada karşılaştığımız her hoş kokulu, güzel görünen, "lezzetli olabilir" dedirten, yüksüklü yakalı değişik mantar türlerini yemeyin ve çıplak elle dokunmayın. Değişik şeylere olan merakınızı mantarlar üzerinden denemeyin, sonuçları ölümcül olabilir. Benden söylemesi... 


yorumlarınız bizim için değerli