
photo: doğal
Yazın havalar bolca ısındığında hepimizin en az bir kere de olsa yüzmek için gittiği havuzlar yazın vazgeçilmezleri arasında. Fakat bizler için, vücut sıvılarına benzerliği ile insan vücuduna en yakın ve sağlıklı olanın deniz suyu olduğu bir gerçek.
Peki ya bulunduğumuz yer denize fazla yakın değilse, genellikle havuzları kullanmayı tercih ederiz değil mi? İçerik olarak, klor, brom, tuz; yosun önleyici, pH düşürücü, parlatıcı, çöktürücü, ayak dezenfektanı ve iyon tutucu gibi temizlik amaçlı kullanılan pek çok kimyasalı bünyesinde barındıran bu havuz suları bizim için ne derece zararlı?
Hem cildimize hem de vücudumuza zararı olan bu havuz suları özellikle kadınların vajinal florasında yararlı mikroorganizmaların ve bakterilerin ölmesine ve çeşitli kadın hastalıklarına yol açabiliyor. Yani zararlı mikroorganizmaları öldürürken aynı zamanda yararlı olanları da yok ediyor. Kişilerin klorlu havuzlarda uzun süre kalmalarının kanser olma risklerini de arttırdığı bilgisi yapılan araştırmalarca mevcut. Daha sayabileceğimiz birçok zararlı etkisi var.
Peki klasik havuzlara girmenin dışında daha sağlıklı ne gibi bir alternatifimiz olabilir?
İşte bu sorunun cevabı basit; tabi ki biyolojik havuzlar.
Ekolojik tahribatlar ve iklimsel değişimler bildiğimiz üzere, son yılların en büyük küresel problemlerinden. Bu problemlere çözüm arayışlarından biri, doğal bitki örtüsünün korunması ve peyzaj tasarımlarında kullanılmasıdır. Bu kapsamda doğal kaynakların korunması, sulak alanların oluşturulması, doğal su kaynakları yaratılması ve zenginleştirilmesi çalışmaları yapılır. Bu projelerden biri olan biyolojik göletler, doğal yapının devamı niteliğinde tasarlandığı taktirde, sahip olduğu kaynakları ile ekolojik birimleri besler ve ekosistemi zenginleştirir. Biyolojik havuzlar, hem kırsal hem de kentsel alanda doğal yapının bir parçası olmanın yanı sıra, rekreasyonel kullanımlara da olanak sağlar.
Nedir Biyolojik Havuz?

Biyolojik havuz içerisinde yer alan bitkiler ve mikroorganizmalar ile kendi temizliğini sağlayabilen ve klor gibi kimyasal maddelere gerek duymayan temiz bir su alanıdır. İnsan sağlığına ve doğaya hiçbir zararı olmayan bu biyolojik havuzlar, günümüzde artık çokça tercih edilmektedirler. Buna ekolojik havuz da diyebiliriz.
Genel anlamda biyolojik yüzme havuzları, temiz ve berrak bir suda yüzmek için tercih edilebilecek en iyi seçenektir, diğer havuzlardan farklı olarak kimyasal hiçbir ürüne yer verilmeyen biyolojik yüzme havuzlarında bitkiler yardımıyla havuz temizliği sağlanmaktadır. Biyolojik yüzme havuzlarının insan sağlığına ve doğaya hiçbir zararı bulunmaz. Uygun fiyatlarla yaptırılabilen biyolojik yüzme havuzları, birçok artıyı beraberinde getirmektedir; dört mevsim kullanım olanağı sunması su kullanımını azaltırken, suyun temizliği için dışarıdan hiçbir kimyasala ihtiyaç duymaması ekonomik açıdan kolaylık sunmaktadır. İstenilen alan uygunsa biyolojik havuz her yere yapılabilmektedir.
Doğayla iç içe olma imkanı sunan doğal yüzme havuzlarına; görsel açıdan destekleyici olan fıskiye, heykel, sucul bitkiler, kıyı bitkileri ve ışıklandırma gibi dekoratif sistemler de eklenebilmektedir. Bu sayede harika bir görsel şölen elde etmek mümkün.Neden biyolojik havuz?
Biyolojik gölet prensibi temel olarak, ekosistemin su rezervinin korunması; zenginleştirilmesi ve bölgede estetik tasarımlar sunularak rekreasyon alanı yaratılmasına dayanır. Bu açıdan bakıldığında yapay faktörlerin insan üzerindeki baskısını gün geçtikçe artırdığı kentsel alanlar, doğal kaynakları hızla tüketmektedir.
Biyolojik göletler ise ekosistem hizmeti sunan çok yönlü tasarımlara sahip doğal alanlar olması nedeni ile bu kentsel alanlarda geliştirilmesi gereken tasarımlardır. Bu sistemlerde önemli yer tutan bitkisel materyaller, ekosistem hizmetinin temelini oluşturmaktadır. Bu alanlar; su döngüsünü besleme, bölge iklimini iyileştirme, gürültüyü ve kirliliği azaltma, su kaynağını temizleme, yaban hayatını destekleme gibi çok önemli hizmetler sunar. İşte tam da bu yüzden biyolojik havuz tercih etmeliyiz.
Biyolojik Havuz Nasıl Yapılır?
Biyolojik havuzlar iki farklı şekilde yapılabilmektedir.
- Bunlardan ilki; betonarme yapı üzerine mekanik sistemlerin yerleştirilmesi ve ardından doğal taşların eklenmesiyle yapılan yüzme havuzudur.
- İkincisi ise; toprak zemin üzerinde su tutucu alt taban uygulaması üzerine mekanik sistemler eklenerek oluşturulan yüzme havuzudur. Biyolojik yüzme havuzları yapılmadan önce havuzun yapılacağı alan profesyonel peyzaj ekibi tarafından incelenmelidir. İnceleme işlemlerinden sonra alana uygun olan havuz modeli seçilmeli ve tasarım işlemine geçilmelidir.
- Biyolojik havuz yapılırken yüzme kısmı ve suyun temizleme kısmının ayrı olduğu, yüzme havuzu ve bitkilerin aynı yerde olduğu ve bitkilerin hiç bulunmadığı versiyonlar arasında seçim yapmak gerekmektedir.
- Biyolojik havuz aslen biyolojik taklite dayanır. Doğa en azını kullanır ve elindeki ile yetinir. Biyo-havuz doğal gölete benzemeye çalışır.
- Suyun derinliği değişkendir, ısı değişimi sayesinde su pompa olmaksızın hareket eder.
- Özel olarak seçilip yerleştirilmiş yöresel bitkiler sayesinde su hem temizlenir hem de oksijen ile zenginleştirilir. Typha (kofa) ya da bulrush (hasırsazı) ya da cattail (sukamışı) bitkileri kendi kendilerine yetiştikleri ve fazla bakıma ihtiyaç duymadıklarından en çok tercih edilen seçimlerdir. Vetiver (güve otu) da kullanılabilir. Canna (tesbih çiçeği) gibi rizomlu türler de tercih edilebilir.
- Genel prensip sudaki azot ve fosfatın olabildiğince temizlenmesi üzerine dayalıdır. Bu sayede yosun oluşumu ve sudaki azot ve fosfatın artması engellenir. Oksijensiz bölgeler oluşturularak da nitrat sorunu çözülebilir.
- Su sıcaklığının fazla yükselmesi engellenmelidir. Bunun için güneş yönüne yerleştirilecek ağaçlarla gölge sağlanabilir.
- Gerekli olan bakım; bir süpürücü ile yüzeydeki yaprakların vs temizlenmesi ve organik atıkların olabildiğince uzaklaştırılmasıdır. Biyo-havuz kendi içinde, suyun tekrar yaratıldığı taş ve filtre bitkilerinin bulunduğu bölüm ve içinde yüzülebilen havuz olarak iki bölümden oluşur.
- Havuzun içi suyun kaçışını engelleyecek, güneş ışınlarına dayanımlı bir plastik ve toprak katmandan oluşur.
kaynak: peyzaj
Biyolojik Havuz Bitkileri
Biyolojik havuzlarda su altı bitkileri, kıyı bitkileri ve yüzen bitki türleri kullanılmaktadır. Nilüfer, iris, su kanası, eğir otu gibi bitkiler bu bitkilerden bazılarıdır. Biyolojik yüzme havuzları için bitki seçilirken havuzun yer alacağı coğrafi bölge de dikkate alınmalıdır, o bölgenin iklim koşullarına uyum sağlayamayan bitkiler canlılıklarını yitirecektirler.
Biyolojik gölet tasarımında önerilen bitkiler ve özellikler
Biyolojik Havuzlarda Hangi Hayvanlar Vardır?
Kurbağalar:
Nisan ayı başlarında suya biraz dikkatli bakarsanız, kenarlarda derin olmayan yerlerde küçük yuvarlak siyah noktacıklar görebilirsiniz. Bunlar büyük ihtimalle kurbağa yumurtalarıdır. Birkaç hafta sonra da bu yumurtalardan ilk yavrular çıkmaya başlar. Aslında oldukça faydalı hayvanlardır, taşların üzerinde toplanan çeşitli tortuları yerler. İlkbahar temizliğinize yardım ederler. Çıkan yumurtalardan çok azı hayatını bu havuzlarda sürdürebilmektedir yani yüksek ihtimalle yoğun bir kurbağa popülasyonuna rastlamayacaksınız.
Yusufçuk (Libellen):
Sivrisineklerin baş düşmanıdır. Doğal dengenin sürdürülmesindeki aktörlerden birisidir, olması böyle bir ekosistem için oldukça faydalıdır.
Su Salyangozları:
Su salyangozları yüzme havuzunuzun sağlık polisleridir. Yosunların yok edilmesinde yardımcı olurlar, ölmüş bitki artıklarını yer yok ederler ve böylece suyun arıtılmasında çok büyük rol oynarlar, fakat genelde görülmezler.
Yüzme Göletlerinde Yosunlar Olur mu?
Özellikle ilkbaharda ve yeni yapılan yüzme göletlerinde suyun yeşilimsi ve bulanık olduğu görülür. Bu gördüğümüz çiçek açan yosunlardır, yani yosun çiçekleridir. Buna neden olan çakıl veya yeşil yosun diye adlandırdığımız türlerdir. Yüzme göletine ilk doldurulan taze su, vitaminlerce zengindir. Bu durum ilkbahar ayları için de geçerlidir. Çünkü tüm kış boyunca biriken çeşitli organik maddeler ilkbaharın gelmesiyle uyanmaya ve yaşamaya başlar. Bu dönemde su çok zengin olur. Her iki durumda da su vitamin ve mineraller yönünden zenginleşmiştir. Bu da yosunların birden çoğalmasına neden olur. Bu durumda suda yeterli miktarda bitki mevcutsa yosunların oluşmasına neden olan besin kaynakları bu bitkilerce hızla tüketilir, bu sayede yosunlar bu kaynaklardan faydalanamaz, dolayısıyla üreyemezler. Yosun popülasyonu bu sayede devamlılığını sağlayamamış olur. Ayrıca suya çeşitli mikro organizmalar verilerek doğaya yardımcı olunur. Bu sayede doğal denge hızla tekrar oluşturulur. Çok kısa zamanda su, yeniden berraklaşır. Ekosistemde eksiklik olmadığı sürece doğal yaşam devam eder, dengeler ise korunur.
Biyolojik Havuz Maliyeti
Biyolojik havuz kimyasal maddelere ihtiyaç duymadan temizliğini kendi içinde yapabildiğinden oldukça uyguna mal edilmektedir. Dört mevsim kullanım imkanı sunmaları nedeniyle su kullanımı da az olan biyolojik havuzlarda bakım işlemleri de, oldukça uygun fiyatlara yapılabilmektedir.
Sürekli biyolojik denge oluşturabilen biyo-havuzların yapımında sistemin temeli kontrollü su döngüsüne dayanır. Bir süpürücü (skimmer) aracılığı ile havuz yüzeyinden su emilir ve kabaca süzülür. Ön temizliğe tabi tutulmuş su özel filtre alanına pompalanır, biyolojik yöntemlerle arıtılır ve tekrar havuz ortamına aktarılır.
Filtre sisteminin teknik bileşenleri ise basitçe şunlardır;
- Biyolojik filtre bölgesi
- Yüzeysel emiş yapan süpürücü
- Kendinden kumandalı pompa sistemi
- Havuz alanı ve filtre alanı arasında besleme
- Su bitkileri için dengelenmiş besin programı
- Bakım için gerekli araçlar (fırça, ağ, çökelti filtresi)
Biyolojik Havuz Filtresi
Filtre bir havuz için olmazsa olmaz bir parçadır. Biyolojik havuzlarda kullanılan bu filtreler suyun istenmeyen bakteri ve mikroorganizmalardan temizlenmesini sağlar. Biyolojik havuzlarda özel filtre sistemleri kullanılır, bu filtre sistemi suyun daima hijyenik olmasını sağlar ve yosun oluşumunu engeller. Filtre sisteminin içerisinde filtre ekipmanları, UV ünitesi, havalandırma ünitesi ve gölet bitkileri yer alıyor.
Doğal Yüzme Göleti İçin Ne Kadar Bir Alana İhtiyaç Var?
Doğal yüzme göletleri, genel olarak iki bölümden oluşur. Birincisi, derin olan yüzme bölümü; ikincisi, yüzme bölümüne göre sığ olan arıtma bölümü. Derin olmayan sığ bölümde çesitli mikroorganizmalar, küçük böcekler ve bitkiler suyun kendi kendine arıtılmasını sağlarken, aynı zamanda izlenmesi gereken doğal yapının oluşmasına neden olmaktadırlar. Kısacası yüzme göletimiz 1/3 arıtma bölümünden yani derin olmayan bölümden, 2/3 yüzme bölümü yani derin olan bölümden oluşur. 50 m² lik bir alandan itibaren hayallerimizi gerçekleştirebiliriz.
Bir Yüzme Göleti Ne Kadar Derin Olmalı?
Normal şartlarda yüzme göletlerinin derinliği 1,3 ile 2,0 m arasında değişir. Burada esas belirleyici faktör sizin nasıl bir şey istediğiniz. Siz ne kadar derin olmasını istiyorsanız o kadar derin yapılabilir. Burada belirtilmesi gereken önemli başka bir husus da; istenirse derin olan bölgenin herhangi bir yerinde çocuklar için derin olmayan kafes içerisine alınmış bir bölüm yapılabileceğidir. Çocuklar büyüdüğünde veya ihtiyaç duyulmadığında bu bölüm iptal edilip farklı şekilde değerlendirilebilir.
Yapımına Başlamadan Önce Neleri Düşünmeliyiz?
Başlıca sorularımız şunlar olmalı:
- Doğal yüzme göleti, arsamızın neresine yapılırsa iyi olur?
- Ne kadar gölge alana ve ne kadar güneşli alana ihtiyacımız var?
- Çevresindeki evlere ve ağaçlara ne kadar uzak olmalı?
- Ne kadar büyük ve derin olmalı?
- Hangi inşaat sistemini kullanacağız?
- Hangi objeleri görmek istiyoruz (şelale, derecikler, fıskiye, su altı spotları vs)?
- Su bitkileri, nilüferler, bazen kurbağalar, su helikopterleri bizi rahatsız eder mi?
Biyolojik Havuzlarda Yapılan En Büyük Hatalar Nelerdir?
Kendimiz yapabilir miyiz yoksa bu işin uzmanlarına mı yaptırmalıyız?
Çok iyi araştırmadan kendi yaptığınız ya da bu işin uzmanı olmadığı halde kendilerine uzmanız diyen firmaların yaptığı göletlerin çok kısa bir zaman sonra kokmaya ve en önemlisi çok büyük problemler yaratmaya başlaması muhtemeldir. Yani zevk yerine işkence vermeye başlayabilir.
Türkiye iklimsel koşulları açısından biyolojik havuzların uygulanmasına, kullanılmasına uygun bir ülke mi?
Türkiye, iklimsel ve coğrafi açıdan biyolojik havuzların yapımı için oldukça elverişli bir ülke. Türkiye’de biyolojik havuz yapımı konusunda önemli firmaların ciddi çalışmaları mevcut. Çalışmaların çoğu biyolojik göletler üzerinden yürütülüyor. Havuz biraz daha sistemli bir çalışma. Bir villanın ya da bir binanın havuzu olabilir. İçinde yüzülebilen biyolojik havuzlar ise daha farklı bir çalışma gerektiriyor. Fakat kurumsal alanda ya da peyzajda kullanılan biyolojik göletlerde insan yüzmüyor. Sadece peyzajın bir parçası ve güzel mavi-yeşil bir görüntü olarak kullanılıyor. İçine insan girmeyince havuzların biyolojik kriterleri de farklılık gösteriyor.

Geleneksel yüzme havuzu ile doğal havuzun birleşimi olarak kabul edilen biyolojik yüzme havuzları ülkemizde yeterli ilgiyi görüyor mu?
Biyolojik havuzların oluşumu ve kullanımı, bir bebeğin doğduktan sonra büyümesi gibidir. Yani biraz zaman alır. Aslında iyi şeyler hep zaman alır. Bakıldığında çevremizde bulunan dezenfektan ve kimyasalla çalışılan havuzların yapımı ve kullanımı çok hızlıdır. Kimyasal havuzları, havuzların kaba ve ince inşaatı tamamlandıktan sonra anında çalıştırabiliyorken, biyolojik havuzlarda belli bir dengeye ulaşabilmek için aradan bir süre geçmesi gerekiyor. Dolayısıyla, biyolojik havuzların Türkiye’de pek rağbet görmemesi bu sebepten. Tabi bir de biyolojik havuzların yeterince tanınırlığı olmamasından. Gerçek anlamda biyolojik yüzme havuzu yapan firma çok az. Yaygınlaşması gerek. Buna kıyasla göletlerde çalışma oldukça fazla. Çünkü göletler insanlar tarafından yüzme amaçlı kullanılmadığı için kriterleri daha düşük. Bir bakıma göletler tabiatın bir parçası gibi çalışıyor.
Biyolojik (doğal sistemli) bir havuzda yüzmekle kimyasal kullanılan geleneksel yüzme havuzlarında yüzmek arasındaki fark nedir?
Burada insanın hayata bakış açısı önemli. Bir insan şehir hayatından mı yoksa kır yaşamından mı zevk alır? Doğal yaşamı sevenler biyolojik havuzlardan çok memnun kalacaklardır. Kent hayatı içindeki insanlar ise, daha sert zeminli havuzlarda yüzmeyi tercih edebilirler. İnsanların yüzerken, içerisinde vakit geçirirken alacağı keyif de bununla ilişkili.
Biyolojik havuzlar her ortamda, her alanda uygulanabilir mi? Bu havuzların uygulanması için gerekli olan fiziki şartlar nelerdir?
Bu havuzlar keşke bir nehir kenarına yapılsa, yanında su akıntısı olsa… Bu yüzme havuzları için muhteşem bir kaynak olur. Çünkü yüzme havuzuna hareketli, akıntılı bir suyun gelişi, suyun oksijenini artırır. Oksijen bizim en büyük yardımcımız. Zaten bitkileri de oksijen ürettikleri için yanımıza çağırıyoruz. O nedenle biyolojik havuzların nehir çevrelerinde veya bir dere, su kaynağının yakınında uygulanması harika olur. Bu yoksa bile biyolojik havuzun kenarında bir şelale sistemi kurarak, bir yerden su akıtarak oksijeni artırmak gerekir. Yine gölet sistemlerinde güneşten alınan sıcaklık nedeniyle su yüzeyinin üst kısmı, alt kısmına nazaran daha sıcaktır. Gece ve gündüz sıcaklık farkları sırasında bu ikisi arasında bir hareket meydana gelir. Bir de sıcak olan kısımda oksijen her zaman fazladır, serin olan kısımda azdır. Suyun kendi içindeki bu hareketi, alttaki yoğun olan tabakanın üste çıkıp oksijen almasını sağlar. Bu çok doğal. Limnolojinin esası da budur(Limnoji; göletlerin ve nehirlerin oluşumunu inceler). Bitkiler de zemindeki birtakım bakterileri, zararlı mikropları yapılarında bulundurdukları fitoplankton ve zooplanktonlardan alır ve absorbe ederler. Sonra da zararsız hale getirirler. Oksijen, sıcaklık değeri, bir de bitkiler önemli…
Havuz kenarındaki bitkiler için uzman desteği almak gerekiyor mu?
Uzman desteği gerekiyor, bir kere bitkileri tanımak şart. Regenerasyon havuzu dediğimiz bitki havuzunda kullanılan bitkilerin bataklık bitkileri (higrofit) ve su bitkileri (hidrofit) olması gerekir. Bu bitkilerin ne olduğunu ve özelliklerini bilmiyorsanız yanlış uygulamalara başvurabilirsiniz. Dolayısıyla burada bitki bilimi yani botanik devreye giriyor. Ayrıca çok istilacı türlerin olmaması gerekir. Bambu gibi bazı türler vardır ki; sulak yeri severler ve öyle bir yayılırlar ki istenmeyen bir özellik yaratır. Bazı kriterler burada devreye girecek, o bitkileri tanıyabilmek ve zamanında müdahale edebilmek bu bakımdan önemli. Çok fazla bitki yoğunluğu oluşursa istenmeyen bazı problemler oluşabilir. Suyun yer yer görünmesi gerekir.
Yüzme Göletinin Senelik Bakımı Nasıldır?
Doğal yüzme göleti için bakım ihtiyacı oldukça azdır. Konvensiyonel (geleneksel) havuzlara nazaran bu ihtiyaç çok azdır ve pahalı değildir.

İlkbahar: Senede bir kere genel bir temizlik gerekir. Bunun için en uygun zaman hava şartlarına bağlı olarak mart başı veya ortası olabilir. Yapılacak iş tüm kış boyunca biriken yaprakları, bitki parçalarını ve çeşitli pisliği sudan alıp atmaktır. Yüzme bölümünün zemininde biriken tortu makina ile süpürülmelidir.
Eklemek istediğimiz çesitli yeni bitkileri ekmenin de tam zamanıdır. Bu mevsim aynı zamanda suyun yeşil olduğu yosunların çiçek açtığı mevsimdir. Buna karşı yapacağınız tek şey ise pompayı çalıştırmaktır. Suda oksijen yoğunluğunun artması ile bu problem kendiliğinden çözülecektir.
Yaz: Artık yüzme mevsimi gelmiştir. Sezonu açabilirsiniz. Yapmanız gereken en önemli iş kontrollerdir. Örneğin suyun PH değerlerini ölçün (pH-değerleri 7,0 ile 8,5 arasında; oksijen yoğunluğu 2 mg/l üzerinde, su sıcaklığı 24 °C civarında mı)? Pompanın günde en az 8 saat çalıştığını kontrol edin. Oksijen memeleri çalışıyor mu bakın. Şayet çalışmıyorsa su üstü emicilerinin vanalarını geçici olarak kapayın. Suyun sıcaklığı 25oC ve üzerinde mi bakın. Eğer suyunuz yeşillenmeye başladıysa tüm sistemi gece de çalıştırın. Kısa zamanda kendiliğinden yok olacaktır. Arada bir bitki köklerinin yanında iplik yosunları oluşabilir, şayet sizi rahatsız etmiyorsa bırakın, rahatsız ediyorsa alıp atın. Bunlar Japonya‘da çok tutulan besin kaynaklarıdır, yenilir.
Sonbahar: Yaprakların dökülmeye başlamasıyla beraber skimmerı devre dışı bırakabilirsiniz. Pompamızın artık günde yalnızca 4 saat çalışması yeterlidir. İlk donlardan önce -bulunduğunuz bölgede donma tehlikesi varsa- tüm pompa devre dışı bırakılıp yerinden sökülmelidir. İçerisinde su varsa bu su boşaltılmalı ve tüm musluklar kapatılmalıdır. Gerekiyorsa bitkilerin aralama ve budama işlemleri de yapılabilir. Genelde tüm su bitkilerini çok derinden kesip temizleyebilirsiniz, bu işlem bitkilerin bir dahaki seneye daha güçlü olmalarını sağlayacaktır.
Kış: Yüzme göletinizdeki tüm yaşam yavaş yavaş kış uykusuna hazırlanıyor. Genel yaşam ise en alt seviyeye düşüyor. İlk karların düşmesi ile sudaki yaşam neredeyse duruyor. Yeterince soğukta su yüzeyinin donması ile küçük doğal bir buz pateni pisti görünümü yakalayabilmeniz muhtemel. :)
kaynakça:
Peyzaj Araştırmaları ve Uygulamaları Dergisi 3(1) (2021) 12-18, Biyolojik Gölet Tasarımında Bitkisel Materyal Kullanımı, Füsün Erduran Nemutlu, Çanakkale Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Materyali ve Yetiştiriciliği Anabilim Dalı, Çanakkale.
..
yorumlarınız bizim için değerli