Zeytin Yetiştiriciliği Hakkında Bilinmesi Gerekenler


Oleaceae familyasından olan zeytinin, adının kökeni Yunanca elaia, Latince olea’dan gelir. Boyu 2- 10 metre arasında değişen ancak 15-20 metreye kadar da ulaşabilen bir bitkidir. Meyveleri önceleri yeşilken ekim-kasım aylarında morarıp olgunlaşır. Genellikle 300-400 yıl gibi uzun ömürlü bir ağaç olan zeytinin 2000 yıl yaşayanları olması görece onun kuraklıktan etkilenmeyen ve çoğunlukla kendini onarabilen bir bitki olmasındandır. Yazın bol güneş gören yerlerde ve killi toprakta iyi yetişen zeytin, fakir toprağa da dayanabilmektedir.

Ülkemizdeki yetişme koşullarına bakacak olursak Türkiye, zeytin yetiştirmek için son derece elverişli bir coğrafyaya sahip. Akdeniz ikliminin hâkim olduğu Ege, Marmara, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde kuzeyde Artvin’den güneyde Hatay’a kadar uzanan kıyı boyunca ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Mardin’e kadar olan illerde zeytincilik yapılmaktadır. Özellikle Ege Bölgesi'nde ve Akdeniz kıyılarında zeytin yetiştiriciliği oldukça yaygındır. Beş zeytinci bölge içinde ağaç varlığı ve üretim kapasitesi ile Ege Bölgesi birinci sırada yer almakta; bunu sırasıyla Marmara, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesi izlemektedir.

Zeytinin üretimi ve işlenmesi Türkiye'de önemli bir ekonomik faaliyettir. Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerinden sonra zeytin üretiminde ikinci sırada olmasına ve dünyanın belli başlı zeytin bölgeleri arasında yer almasına karşın zeytin tarımı, teknik ve teknolojik açıdan ülkemizde yeterince gelişmemiştir. Buna rağmen ülkemiz, dünya zeytinyağı üretiminde önemli bir konumda yer alır ve zeytinyağı ihracatında da önde gelen ülkelerden biridir. Ayrıca zeytinin kendisi de sofralık olarak tüketilir veya yağının çıkarılması için kullanılır. Zeytin tarımı ve zeytinyağı üretimi, Türkiye'nin tarımsal üretim ve ihracat gelirlerinde önemli bir paya sahiptir. Bu nedenle yeni tesis edilecek zeytinliklerde mutlaka modern zeytin yetiştiriciliğinin esasları göz önünde bulundurulmalıdır. Başta toprak işleme, sulama ve beslenme olmak üzere bakım işlemlerine gereken önem verilmelidir.

Genellikle diğer ürün çeşitlerinin potansiyel olarak yetişmediği toprakları değerlendiren zeytin, ülkemizde daha çok meyilli arazilerde yetiştirilmektedir.


🫒 Modern Zeytin Yetiştiriciliğinin İlkeleri

  • Birim alandaki ağaç sayısını arttırmak (Sık dikim yapmak). 
  • Birim alandan alınan ürün miktarını arttırmak (Sulama yapmak). 
  • Kaliteli ve sağlıklı ürün elde etmek.

Zeytinde Periyodisite Nedir?

Ülkemizdeki zeytin ağaçları bir yıl fazla, ertesi yıl ise az ürün vermektedir. “Periyodisite” denilen bu faktör üreticiler tarafından “var yılı -yok yılı” olarak bilinir. Periyodisite genel olarak zeytin ağacının genetik özelliğidir. Ancak, zeytinin hasat edilme biçimi de periyodisitenin şiddetini arttırmaktadır. Özellikle, ülkemizde hasadın çırparak ya da diğer mekanik yöntemlerle dallara zarar verilerek yapılması sonraki yılın ürününü olumsuz etkileyerek periyodisiteyi arttırmaktadır.

🌱Ayrıca, budama zamanı ve yönteminin, gübrelemenin, sulamanın, toprak ve ağaç bakımının, hasat edilme şeklinin, hasat zamanının ve iklimin periyodisitenin artma veya azalmasına etki ettiği de bilinmektedir. Türkiye’de periyodisitenin verime etkisi çok yüksektir. Yapılan bir araştırma sonucunda Türkiye’de son 20 yılda periyodisitenin etkisinin %52′ dolayında olduğu bildirilmiştir. Ülkemizde zeytinde var yılı veriminin, yok yılı veriminin 5 katı olduğu da saptanmıştır.

🌱Nitekim sulama, gübreleme, budama vb. kültürel uygulamaların büyük ölçüde yapıldığı İspanya’da zeytinlerde periyodisite sadece % 20 dolayındadır.


  


Zeytin Ağacı

  • Çok uzun ömürlü olup ortalama ömrü 300–400 yıldır. 1000 yıl kadar da yaşayabildiği görülmüştür. 
  • 12–15 m kadar boylanabilir. ve 7–8 yaşında meyve vermeye başlar. 35’inci yaşına kadar verimi artar, sonra meyve veriminde azalma görülür. Bunu bir grafik gibi düşünebilirsiniz. 100 yaşına gelmiş zeytin ağaçlarının ise yenilenmesi gerekir.
  • Zeytin ağacının meyveleri, özel yöntemlerle salamura edilerek sofralar için hazırlanır. Yağı çıkarılacak zeytinler ocak ayına kadar ağacında bekletilip rengi iyice karalaştığında toplanır. Fabrikalarda preslerle sıkılarak yağı alınır. Ayrıca zeytin ağacının sarı renkli, esmer dalgalı olan çok sert odunu marangozlukta kullanılır. 
  • Ortalama bir zeytin tanesi 10–15 gram ağırlığındadır. Bunun; % 15-30’u çekirdek, % 66-85’i etli kısım, % 1,5–3,5’i kabuktan oluşur.
  • Zeytin ağacının büyümesi ve gelişmesinde; kültürel önlemlerin, iklim faktörlerinin, yönün, toprak yapısının, arazi durumunun etkisi vardır. 
  • İklim faktörleri içinde en önemlileri sıcaklık ve yağıştır. 
  • Zeytin ağacı ışığı seven bir ağaç olduğundan güneşe maruz olan alanlarda daha iyi gelişme gösterir.
  • Ülkemizdeki zeytinlik alanların % 75’e yakını meyilli alanlarda, geri kalan % 25’i az meyilli ve taban arazilerdedir.
  • Meyilli arazilerdeki bu zeytinliklerimizin bazılarında toprak-su muhafaza tedbirleri alınmamıştır.
  • Zeytin tesisi için belirlenen alana zeytin fidanları dikilmeden; dikilecek çeşit, hasat şeklinin ne olacağı, uygulanacak kültürel önlemlere göre verilecek taç şekli, dikim aralığı belirlenmelidir.
  • Bu tespitler yapıldıktan sonra fidan dikilecek arazinin toprak özelliklerini tanımak ve dikimde kullanılacak temel gübrenin miktarını saptamak için toprak tahlili yapmak önemlidir. 
  • Zeytin ağaçlarının bol ve kaliteli ürün verebilmesi kültürel önlemlerin düzenli olarak yapılması önem arz eder. 
  • Zeytinde toprak işleme ve taban suyu derinliği önemlidir.

Zeytin Ağacının Fizyolojisi

Zeytin yaz-kış yaprağını dökmeyen bir türdür. Bağımsız damarlar sisteminden oluşan kendine has kök sitemi ve çok güçlü bir vejetatif büyüme gösteren zeytin ağacı, Temmuz – Ağustos ayları ve hasat sonrası olmak üzere 2 dönem vejetatif gelişme dönemi geçirir. Zeytin, belli bir büyüklüğe eriştikten sonra kök sistemlerinde oluşan yumrular sayesinde kendilerini yenileyebilme özelliğine sahip olup, içerdiği polifenoller, flavanoidler gibi antioksidanlarla stres koşullarına adaptasyonu ile de kendini vazgeçilmez yapmaktadır.


Zeytinin Tarihçesi Hakkında Bazı Bilgiler

Erken Dönem Girit uygarlığına ait ortaya çıkarılan kazı alanlarında zeytinyağı çıkarmak için kullanılan arkeolojik buluntuların olması adadaki zeytin üretimine ilişkin bilgiler sunmaktadır. Örneğin M.Ö.3000’lerde Girit’te kaya oyukları veya taş havanlarda tanelerin kırılıp sıkılması ile başlayan yöntemlerle “ilkel zeytinyağcılık” gelişmiştir. M.Ö. 1700lerde taş silindirlerin kullanılmaya başlamasıyla zeytinyağı üretimi daha da önem kazanmıştır.
Antik Yunan mitolojisine göre tanrıların armağanı olan üç şey olmadan Yunan mutfağı düşünülemezdi: Tahıl, şarap ve zeytin. Tahıl, tanrıça Demeter’in; Şarap, tanrı Dionysos’un ve zeytin, tanrıça Athena’nın insanlara armağanıydı (Freedman, 2008:73). Antik Yunan’da Athena (Roma’da Minerva) olarak bilinen tanrıçanın sembolleri arasında zeytin dalı bulunmaktadır (Can, 1994: 19). Mitolojiye göre Kekrops’un kurduğu Atina kentine Athena’nın isminin verilmesi iki tanrı arasında geçen bir yarışmanın sonucudur.


Ölmez Ağaç; Yaşam Kaynağı 

kaynak: zeytindalı

Antik Yunan’da zeytin yetiştiriciliğinin Arkaik Çağın başına kadar etkin rol oynamadığı bilinmektedir. Ancak Arkaik Çağın ortalarından itibaren üretimi özellikle Attika’da çok artmıştı. Bu artış Klasik ve Helenistik dönemde de devam etmiştir. Zeytin yetiştiriciliğinin Roma’ya girmesi ise Güney İtalya’daki Yunan Kolonilerinin vasıtası ile olmuştur. Bu vesile ile Roma M.Ö. 1.yy’dan itibaren zeytin ihracatına başlamıştır. Zeytin üretimine ilişkin ilk elden bilgi aktaran temel kaynaklar Ksenophon ve Theoprastos olmuştur. Ksenophon zeytin ekimi ve aşılama gibi konularda bilgi aktarırken Theoprastos ise yine zeytinin üretiminden, uzun süre verim alınması için yapılması gereken budama, çapalama, gübreleme gibi bakımlardan bahsetmektedir. Theoprastos’un aktardığı bir diğer önemli bilgi de zeytin ağacının iki yüzyıl yaşayabildiği şeklindeki aktarımıdır (Özdizbay, 2004: 23- 24).


Bana göre zeytin ağacının mitolojide ve çeşitli tarihsel kaynaklarda da tanrısallaştırılması uzun ömürlü ve dayanıklı, aynı zamanda heybetli ve güçlü bir ağaç olmasından kaynaklanıyor. Çeşitli tıbbi amaçlı kullanımları ve birçok şeye faydalı olması da bu özelliğine dahil konulardan.. O yüzden hayatımızda zeytinyağının çok önemli bir yeri var.


Otca bir yazı; 

Ne zaman, neye ihtiyacım olduğunu tam kavrayamadığım bir an olsa; bir zeytin ağacının gölgesinde, mavinin verdiği güvenle ve denize karşı derin bir nefes alıp öylece zamanı duraklatmak ve hiçbir şey düşünmemek bana hep iyi gelmiştir. Belki beni çocukluğumun geçtiği yere götürüp hızlı bir zaman yolculuğuna çıkararak nereden geldiğimi ve en sonunda neye dönüşeceğimi hatırlattığı için. Yaşlı ve güçlü dallarında hem yaşanmışlık hem de zamana meydan okuyuşu barındırırken; kendi yaralarını içeriden kendi kendine onarabildiğini bilmenin verdiği güç bana böyle zamanlarda ihtiyacım olan şeyi hatırlatıyor işte. Bu bir insanın bir bitkide örnek alabileceği en iyi şey sanırım. Üstüne Egeli olmak da cabası. 

Zeytinsiz yapamıyoruz…


2019, Aydın.

Anne ve çocukları.

💚


yorumlarınız bizim için değerli