Sonbahara Merhaba


Çokça nemli ve mevsim normalleri üzerinde sıcak geçen bir yazın ardından havalar serinlemeye başladıysa işe nereden başlasak?


Tabi ki kuruyan yaprakları temizleyerek (kurumuş yaprak artıklarını atmayıp organik madde olarak yine toprakta değerlendirebiliriz), sıkışarak sertleşen bahçe ve saksı topraklarımızı havalandırarak… Bunu evimizin pencerelerini açıp bulunduğumuz yeri havalandırmaya benzetebiliriz; bizim için ortamdaki oksijen ne kadar önemliyse bitkilerin ana ortamının da toprak olduğunu ve onlar için önemini de unutmamalıyız. Burada önemli olan organik maddeyi bitkilerin kullanabileceği forma dönüştürmek için gerekli biyokimyasal olayların bu sayede gerçekleşiyor olması. Bu yüzden toprak işleme her zaman bitkiler için hayati önem taşır.

Sezon sonu budamalarımızı yaparak bitkilerimizi sağlıksız ve ölü kısımlarından arındıralım. Örneğin sardunya gibi(o olmak zorunda değil sadece örnek) vejetatif çoğalabilen, çeliklerinden köklendirme yapabileceğimiz bitkileri budadığımız bu kısımlardan çoğaltalım. Bununla beraber toprağımıza organik gübre takviyesi yapmak için doğru zaman. Yağmurlarla birlikte toprakta gübre aktivitesi artacaktır. Burada önemli bir ayrıntı var; yazın sıkça suladığımız bitkileri sulamayı tamamen kesmemeli bunun yerine sıklığını azaltmalıyız. Bunun sebebi sıcak havalarda bitkilerde terlemeyle (transpirasyonla) su kaybedildiğinden yazın bu bitkilerin daha fazla suya ihtiyaç duymaları. Sonbaharda sulamayı azaltarak yani dengeli bir sulama rutiniyle kök çürümelerinin önüne geçmiş oluruz. Rutinlerde ani değişikliklerin bizlerde olduğu gibi bitkilerimizde de strese yol açtığını unutmayalım.


Çiçek soğanlarımızı dikmek için de en uygun zaman ise ekim-aralık ayları. İlk don olayları yaşanmadan 6-8 hafta öncesi en ideal zaman olarak bilinir. Bu zamanı balkon bahçelerinizi renklendirme hazırlıkları yaparak geçirebilirsiniz.

Gerekli hazırlıklarımızı yaptıysak dekorasyonumuz için de sonbahar renklerine ve kendi dekore ettiğimiz ya da satın aldığımız şık saksılara yer vermek balkon veya bahçelerimize mevsimsel bir hava katabilir. Sarılar, kahverengiler, turuncu ve kırmızılar çok şık duracaktır. Bu mevsimde bahçe ve balkonlarınızda yetiştirebileceğiniz soğuk havalara dayanıklı sonbahar çiçeklerinden nergis, lale ve zambak gibi muhteşem güzellikteki çiçek türlerini sizler için sonraki yazımda derledim. Orkide çiçeğini ise başka bir bölümde ayrıca ve daha detaylı inceleyeceğiz.


Şimdi bizi en fazla merak edilen bitki bakımı hakkında bilmemiz gereken bazı püf noktaları aşağıya sallıyorum...


 

Sonbahar gelmişken evinizin sıcaklığında birbirinden güzel bitkiler yetiştirmenin tam zamanı. Bitki yetiştirmek ya da aldığınız bir bitkiye bakmak bir sır değil arkadaşlar. Burada önemli olan bitkilerimizin de bir insan gibi canlı olduğunun farkına vararak havalanma, besin, su, sıcaklık isteklerini türüne göre doğru analiz edip bu ihtiyaçları doğru şekilde karşılamak. Hasta edici unsurlara karşı önlem alıp varsa bunun için çözüm yollarını uygulamak. Onları sevdiği ve rahat edebileceği, türüne göre ışığı en doğru alabileceği yerlere konumlandırmak. Bunun için yapmanız gerekenleri sıraladım:


Evinizin balkonunda ya da cam kenarlarında bitkilerinizin saksılarını yerleştirebileceğiniz alanlar yaratın. Böylece bitkilerinizi evin en güzel alanlarında bir arada tutabilir ve hepsine aynı özeni gösterebilirsiniz. Bitkilerinizi sulamak için kullanışlı ekipmanlar edinin. Bu sayede bitki sulama işini çok daha kısa sürede yapabilir, sudan daha çok yararlanabilir ve zaman kazanabilirsiniz.





Bitki Kökleri Nasıl Doğru Sulanır?

Bitkiler, diğer canlılar gibi sürekli suya gereksinim duymazlar. Fazla su bitki köklerinin oksijen almasını engellediğinden bitkiyi çürütür. En doğrusu bitkinize toprağı kurudukça su vermeniz. Ne zaman sulamanız gerektiğini anlamak için parmağınızı saksının toprağına iki santimetre kadar batırın. Nem hissetmiyorsanız, çiçeğinizi sulamanızın vakti gelmiş demektir.



Toprağın yüzeyini kaplayan ancak köklere inmeyen su, yetersiz sulama yapıldığını gösterir. Aşırı sulama ise kökün çürümesine neden olur. Denge her şeyde olduğu gibi bitkileri sulamada da fazlasıyla önem arz eder. Bu nedenle toprağın her yerine eşit ölçüde yayılacak şekilde sulama yapmaya ve her bitkinin su ihtiyacına göre kullanacağınız su miktarını ayarlamaya özen göstermelisiniz. Bunun için de tek seferde tüm suyu dökmek yerine bitkilere 2-3 tur su verebilirsiniz. Doğru sulama o kadar önemlidir ki bitkinizin yaşama süresi buna bağlıdır diyebiliriz (Bazı hastalıklar ve bitki besleme kusurları dışında).

Bitkilerinizin yapraklarını nemli tutmak ve daha canlı görünmesi için sulama dışında yapraklarına su da püskürtebilirsiniz. Bu yöntemi yapraklarına su temasından hoşlanmayan bitkileriniz için uygulamayabilirsiniz.


Kök Temizliği

Bitkilerin daha uzun ömürlü olmaları için su ve besin ihtiyacını karşıladıkları köklerin temizliği de çok önemli. Kurumuş ya da çürüyen kökleri ayıklayın. Bunun için elinizi kullanın. Son derece hassas olan köklerin bu işlemden zarar görmemesi için nazik davranın.



Saksı ve Toprak Değişimi

Çiçeğiniz belirli bir yaşa gelip saksı boyu sabitlendikten sonra, iki yılda bir köklerine zarar vermeden saksı ve toprağını değiştirmelisiniz. Bunu yaparken köklerimizin sağlıklı olup olmadığını kontrol etmeli gerekli durumlarda kök budaması yapmalıyız. Bahar dönemi, saksı ve toprak değişimi yapmak için en uygun zamandır. Saksıları küçük gelen bitkilerin yaprakları alttan sararmaya başlar. Bu belirtiyi gördüğünüz bitkilerin saksısını bir boy büyütmeli ve ona uygun özellikte torf (çiçekçilerde ya da bitki besleme bayilerinde bulabileceğiniz azot bakımından zengin toprak türü) kullanarak toprak değişimini yapmalısınız.






Mevsimsel Soru;

Sonbaharda Yapraklar Neden Renk Değiştirir, Dökülür?

Ağaçlar da tıpkı bazı hayvanlarda olduğu gibi ilkbahar ve yaz aylarında bünyelerinde enerji ve besin maddesi depolar ve kış aylarında dinlenme sürecine geçerler. İlkbahar ve yaz aylarında bol ışık alan bitkiler ve ağaçlar bu güneş ışığını fotosentez yaparak enerjiye dönüştürür.


 

Bu bitkilerin yapısında renk verici çeşitli pigmentler bulunur. Yapraklara yeşil rengi veren klorofil pigmenti fotosentezin gerçekleşmesini sağlayan kimyasal bir bileşendir. Ancak, sonbahar ve kış aylarında fotosentezin gerçekleşmesi için yeterli ışık ve su bulunmadığından yapraklardaki klorofil seviyesi azalır ve diğer renk pigmentleri açığa çıkmaya başlar. Bunlar; yapraklara sarı rengi veren ksantofil, turuncu rengi veren karotin ve kırmızı rengi veren antosiyanindir.



Bütün bu renk pigmentleri tüm yapraklarda sürekli bulunmasına rağmen yeşil rengi veren klorofil baskın durumda olduğu için yapraklar yeşil renktedir ve diğer pigmentler maskelenmiş durumdadır. Havaların soğumasıyla birlikte yaprak içerisindeki klorofiller azalmaya başlayınca, karotinlerin parlak turuncu ve sarı renkleri; daha sonra da yapraklardaki fosfat miktarı azaldıkça antosiyaninlerin kırmızı ve eflatun renkleri yapraklarda hâkim olur.

Sonbahar renkleri temel olarak sarı ve kırmızıdan oluşur. Sonbaharın ilerleyen günlerinde bazı sarı yapraklar kahverengiye dönüşür. Bu renk değişiminin ardından ağaçlardaki yaprakların tümü en kısa zamanda dökülür (Yaprak dökmeyen bazı cinsler hariç).


Otca Bir Söz

Ağaçlar sonbaharda yeniden açmak için yapraklarını döker, tıpkı hayat serüveninde olduğu gibi. Yeterince beklersek o yapraklar yeniden çıkacak ve çiçekler yeniden açacak. Önce iyice bir çırılçıplak kalmak gerek. Hiçbir şeyin kalıcı olmadığını gösteren güzel bir örnek bu. Sorularımıza en güzel cevapları veren doğayı bu mevsimde gözlemlemek ve anlamak çok önemli. Sadece bakmak yetmez, görmek gerekir bazen. 




- Best


yorumlarınız bizim için değerli