
Adının anlamı, "Permanent agriculture" (kalıcı tarım) ve "permanent culture" (kalıcı kültür) kelimelerinden türeyen permakültür, doğayla uyum içinde üretim yapmayı, tüketimi azaltmayı ve ekolojik dengeyi korumayı amaçlar. Permakültür bir yaşama biçimi olarak, sürdürülebilir tarım, ekosistem tasarımı ve bilinçli yaşam biçimlerini kapsayan bir yaklaşımdır.
1970’lerde Bill Mollison ve David Holmgren tarafından geliştirilen bu kavram, günümüzde ekolojik farkındalığı artıran önemli bir yöntem olarak kabul edilir.
🌿🌿 Öyle ki bu yöntemin çok daha küçük yaşlardaki çocuklara okullarda uygulamalı bir eğitim şeklinde verilmesi önemlidir. Çocuklara erken yaşlarda verilecek permakültür eğitimi; doğa, çevre sorunları ve çözüm yolları, çevreye duyarlılık, sürdürülebilirlik vb. konularda çocukları bilinçlendirebileceği gibi onlara estetik duygular kazandırmak, fiziksel aktivite imkanı sunmak, sosyal ve duyusal gelişimlerini desteklemek adına gereklidir. Daha bilinçli üreten ve tüketebilen nesillerin oluşabilmesi için bunun gerekliliği vurgulanmalı ve daha fazla alana yayılmalı.
Permakültürün Temel İlkeleri
Permakültür, doğanın işleyişini gözlemleyerek ve onu taklit ederek tasarlanır. Temel ilkeleri şunlardır:
Doğayı ve insanları gözetmek: Doğal kaynakları koruyarak, insanların ve diğer canlıların ihtiyaçlarını karşılamak.
Gereksiz tüketimi azaltmak: Yeniden kullanım, geri dönüşüm ve yerel kaynakların değerlendirilmesi ile sürdürülebilirliği artırmak.
Adil paylaşım: Doğal kaynakların dengeli dağıtımını sağlamak, bolluk içinde adil bir toplum oluşturmak.
Günümüzde doğal dengeyi tehdit eden ve bir o kadar da doğa ile ilişkileri zayıf yaşam biçimleri ve alanları ile ekolojik çöküş ile her geçen gün karşı karşıya kalıyoruz. Bu gibi sorunlar karşısında, kaynakların bilinçli olarak kullanılması ve sağlıklı yaşam alanlarının tasarlanması amacı ile doğanın döngüsünü dikkate alan 'ekolojik sistem temelli yaklaşımlar', yöntemler ve ilkeler geliştirilmektedir.
Bu doğrultuda Permakültür doğa ile dost ekolojik alanlar tasarlamayı amaçlayan, günümüz çevre sorunlarını en aza indirmeye katkı sağlamada önemli bir araç olarak görülmekte ve peyzaj tasarımına önemli katkılar sunmaktadır.
Baldwin (2005)’e göre permakültür; 'farklı türler dahil olmak üzere, tür çeşitliliği ve türler arasındaki karşılıklı ilişkileri içeren, doğada meydana gelen sürekli evrimle her biri bir sonraki için çevreyi hazırlayan, bir kez kurulduktan sonra minimum insan müdahalesine ihtiyaç duyan, kendi kendine yeten üretken peyzajların tasarımını ve yaratılmasını sağlar.'
Permakültür Uygulamaları
Permakültür, tarım, enerji, su yönetimi ve topluluk yapılanması(komünite) gibi birçok alanda uygulanabilir. Bunu örneklerle somutlaştıracak olursak;
Gıda Ormanları: Meyve ağaçları, sebzeler, baklagiller ve yer örtücülerden oluşan doğal tarım alanları oluşturmak.
Yağmur Suyu Hasadı: Çatılardan, yollar ve bahçelerden toplanan yağmur suyunun depolanarak sulamada kullanılması.
Toprak Koruma Teknikleri: Malçlama, kompostlama gibi yöntemlerle ve toprağın doğal dengesini bozmadan tarım yapmak.
Ekolojik Yapılar: Geri dönüştürülebilir malzemelerden yapılan, düşük enerji tüketimli evler inşa etmek. **
Doğal Enerji Verimli Sistemler: Güneş, rüzgâr ve biyogaz gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının sağlanması.
Permakültürün Dünyaya ve Çevreye Katkıları
Permakültür, çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan birçok fayda sağlar:
Toprak sağlığını korur ve artırır: Kimyasal gübre ve pestisit kullanımını en aza indirerek, biyolojik çeşitliliği destekler. (sıfır atık sayesinde)
Karbon ayak izini azaltır: Yerel ve doğal kaynakları kullanarak uzun mesafeli taşımacılığı en aza indirir.
Su kaynaklarını verimli kullanır: Su israfını önler ve yer altı su seviyelerini korur.
Ekonomik sürdürülebilirliği destekler: Kendi kendine yeten topluluklar oluşturarak bağımlılığı azaltır.
Sosyal dayanışmayı artırır: Paylaşım ekonomisini teşvik eder, insanları bilinçli tüketim konusunda eğitir.
Permakültür ile Daha Yaşanabilir Bir Dünya
Permakültür, yalnızca tarımla sınırlı olmayan, doğa ile insanın uyum içinde yaşayabileceği bir yaşam felsefesidir. Küçük ölçekli ev bahçelerinden büyük ölçekli ekolojik köylere kadar birçok alanda uygulanabilir. Doğadan öğrenerek, atıkları yeniden değerlendirerek ve bilinçli seçimler yapabilen herkes permakültür ilkelerini günlük yaşamına entegre edebilir.
Sonuç olarak, permakültür, gezegenimizin sürdürülebilir bir şekilde geleceğe taşınmasında kritik bir rol oynar. Doğal döngülere saygı gösteren ve onları destekleyen bu sistem, doğayla bütünleşmiş, sağlıklı ve bilinçli bir yaşam biçiminin temel taşıdır. Her bireyin küçük değişikliklerle bile büyük bir fark yaratabileceğini unutmamak gerekir.
"Ülkemizde permakültür yaklaşımına dayalı eğitim alanında özellikle de okul öncesi eğitimde akademik çalışmalara rastlanmamıştır ancak, okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise gibi çeşitli düzeydeki özel ve kamuya ait eğitim kurumlarının bazı permakültür içerikli projeler yaptıkları ve okul bahçelerini permakültür tasarımına yönelik dizayn ettikleri çalışmalar bulunmaktadır. Bu durum eğitim alanında farkındalığın başladığını fakat buna rağmen akademik çalışmalar açısından büyük bir eksikliğin olduğunu açık bir şekilde göstermiştir. "
(Okul Öncesi Eğitim ve Permakültür, Eğitim Bilimleri Özel Sayısı, Sedef Çağlar Kabacık, Ebru Deretarla Gül, 2021.)
🌿Ot yorumu:
Bana göre permakültür tamamen bir bakış açısı ve yaşamı -istenilen her düzeyde- 'kendi kendine yetebilerek' yaşama sanatı. Yani permakültür hayatımızın bir parçası değil, biz permakültürün bir parçası olmalıyız. Şehirde ya da kırsalda farketmeksizin, kendi alanımızın bize yetecek kadarını buna göre dizayn etmek, buna öncelik vermek ve bir düzen oluşturmak bizi zaten bunun bir parçası yapacaktır. Bu düzeni sağlamak çok zor olmamakla birlikte, yapımı huzur verirken insanı güvende hissettiriyor.
yorumlarınız bizim için değerli